29ekim

GESAD, Zerger Restaurant’ta istişare yemeği verdi!

GESAD, Zerger Restaurant’ta istişare yemeği verdi!

Mahmut Örs'ün başkanlığını yürüttüğü Gümüş Eşya El Sanatkarları Derneği GESAD, İstanbul Kuyumcular Odası Zerger Restaurant'a üyelerine yıl değerlendirmesi-istişare yemeği verdi. Yemekte, gümüş eşya sanatının geleceği taşınması konusunda atılması gereken adımlar masaya yatırıldı.

 

 

Yemeğe İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Atayık, Yönetim Kurulu üyeleri Eyüb Özcan ve Garbis Gedikoğlu da katıldı. İKO Başkanı Atayık, yemeğe katılanlarla tek tek ilgilendi. Başkan Atayık, GESAD Başkanı Mahmut Örs, duayen gümüş eşya ustası Agop Sakayan ve Metin Damar, yemekte birer konuşma yaptı. İKO Başkanı Atayık, gümüş eşyacıların her zaman yanında olduklarını belirtirken Agop Sakayan Usta'nın gümüşçülüğün tarihçesi ve önemiyle ilgili konuşması da oldukça ilgi çekti.


Gümüş eşya sanatını öldürmeyelim!
İstanbul Kuyumcular Odası (İKO) Başkanı Mustafa Atayık, gümüş eşya sanatının ayakta kalması ve yaşatılması için yönetim olarak ellerinden gelen tüm çabaları göstereceklerini söyledi. İKO Başkanı Atayık,  gümüş eşyacılar için ne yapılması gerekiyorsa yapmaya hazır oldukları mesajını verdi. İKO’nun kamuoyunda önemli bir temsil gücü ve tanınırlığının olduğunu belirten Atayık, sorun ve çözümlerin doğru bir şekilde ortaya konması durumunda açılamayacak bir kapı olmadığını vurguladı.

“İKO’nun kamuoyu ve devlet nezdinde önemli bir saygınlığı var. Ben, 8 yıl Mücevher İhracatçıları Birliği başkan vekilliği de yaptım. Ancak,  Oda başkanı olunca ayrı bir şeyi var. Nereye telefon açsam her kapıyı açabilecek güçteyiz. Çünkü, İKO’yu sadece İstanbul’un değil, 40 bin kuyumcu ve 81 il ve ilçenin temsilcisi olarak görüyorlar. Bunun için sizin sorunlarınız nedir ne değildir? Bunları gerçekten takip edemiyorum. Mahmut Bey ve Garbis Bey, beni zorlasın açmayacağımız kapı yoktur. Sanatın yok olmamasını ve ölmemesini istiyorum. Bugün, hiçbir usta yerine birini yetiştirebiliyor mu? Belki, 50-60 ustamız kaldı. Ne olursunuz bu ülkemizde bu sanatımızı öldürmeyelim!”  

Kapımız, her zaman size açıktır
Kuyumcular Odası Başkanı Atayık, Yönetim olarak sorunların çözümü için her zaman hazır olduklarını belirterek, Oda’nın gümüş eşyacılara hizmet sunmaya açık olduğunu dile getirdi.

“Kuyumcular Odası’nın bu salonu ve her yeri, size her zaman ücretsiz olarak açıktır. 3- 5-10 kişi olun, gerçekten gelin. Derdiniz neyse bu sanat ölmesin. Çok zorluk çekiyorsunuz. Beni, her saatte telefonumdan arayabilirsiniz. Bir sorun varsa ben çözüm için varım.  Gümüş eşya sanatı için yapılacak ne varsa yapmak istiyorum.  Oda’yı sadece altın ve mücevhercilerin odası olarak düşünmeyin. Ne derdiniz varsa söyleyin, gerçekten ulaşamayacağımız bir yer yoktur.”

Hizmet için bize yardımcı olmalısınız!
Gümüş Eşya El Sanatkarları Derneği (GESAD) Başkanı MahmutÖrs, istişare yemeğine gümüş eşyacıların az katılım göstermesini eleştirerek başladığı konuşmasını şu sözlerle sürdürdü.

Yemek için saat; 18.30 diyoruz; ancak 19.30 olmuş hala burada değil. Yarın öbür gün bunu yapmadık, bunu söylemedik demeyin. Biz, bu meslekte iyi- kötü bir şeyler kazandık ve iki yıl boyunca gümüş eşya sanatına bir şeyler vermeye çalışıyorum.  Ama, sizin de bize yardımcı olmanız lazım. Bizim bir yaptırımımız yoktur. Bir şeyler yapacaksa İKO Yönetimi yapar. Bu işler yok olmaya yüz tuttu, biz ne yapacağız! Siz yok oluyorsanız, ben de yok oluyorum. Bir formül olsa ben yapardım. Başkanımız da elinden geleni yapacak inşallah… Ama, 80 kişilik masaya 40-50 kişi toplanırsak kusura bakmayın bize kimse yardımcı olamaz.” 

Gümüşü Türkiye’de parlatan Lava Golman’dır!
Ben, sadece GESAD üyesi değil, aynı zamanda fahri babasıyım.”cümlesiyle konuşmasına başlayan gümüş eşya sanatının duayen isimlerinden Agop Sakayan ise yemeğe katılan isimleri, gümüş sanatının son 65 yılıyla ilgili kısa bir gezintiye çıkardı. Gümüş eşyacıların tarihi hakkında dikkat çekici bilgiler paylaşan Sakayan, gümüş eşya sanatının Türkiye’de parlamasına yol açan usta ismi de açıkladı.

Gümüş, dünya literatüründe en çok kataloğu yapılan madendir. Maalesef, Türkiye’de birkaç tane çoğumuzun bilmediği maden sanatı denilen iki nüsha kitap çıkmıştır. Bugün çini, mobilya, hatta mezatların satış broşürlerinde o kadar çok kitap basılmışken Türkiye’nin evlatları olarak Türk gümüşçülüğü kataloğu çıkartmış değiliz. Gümüş eşya sanatımız, 1950’lili yıllardan sonra gelişmeye başlıyor. Örneğin; ustam Agop Fesçiyan çıktı, kendi ustasının yanında sadece 14 gün çalışmış. Bugünkü ülkemizin kakmacılığını ona borçluyuz. Daha adını sayamadığım değerli ustalarımızın temelinde kim vardır? 1950’li yıllarda Türkiye’de hemen hemen gümüşçülük yoktu. Çerçevecilikten başka bir şey yoktur. Türkiye’de gümüşçülüğü parlatanı söylüyoruz. Nur içinde yatsın.  Bay, Lava Golman… Bir Leh (Polonya) Yahudisi’dir. Kimsenin aklına gelmez bir Leh Yahudisi’nin Türk gümüşçülüğünü parlatacağı… Gümüşün ne olduğunu bilen bir kültürden gelip Rus ihtilalinden kaçarak Türkiye’ye yerleşen ve gümüşçülüğe değer katan insandır.”

Nerede o gümüş eşya alan insanlar?
Sakayan Usta, Türk gümüş eşyacılığının bitmek üzere olduğunu belirterek, gümüş eşya satın alan tüketicilerin; artık kalmadığını dile getirdi. Usta, konuşmasında “Nerede o gümüş eşya alan insanlar?” sorusunu dillendirdi.

“Türk gümüşcülüğü bitmek üzere… Gümüşcülüğün temeli kakmadır. Kalemkarlıktan sonra  dövücü gelir. Yarın, öbür gün kimse kalmayacak ve bu çocukları arayacağız. Devlet kurumları, temenni ederiz ki bizim yaptığımız şeyleri satın alırlar. Nerede o gümüş eşya alan insanlar, ben daha motiflisini istiyorum diyenler…  Ben, Allah yazısıyla Muhammed yazısı yaptım. 81 milyonluk ülkede 81 tane satamadım.”

Dünya standartlarında üretim yapmalıyız!
Gümüş eşyacı Metin Damar ise konuşmasında gümüş eşya sanatının ayakta kalması ve geleceğe taşınması için dünya standartlarında üretim yapılmasının önemine değindi.

“Mesleğimizin çok nadide olduğunun farkında olmamız lazım. Ayrıca, kendimize ve sanatımıza değer vermeliyiz. Öte yandan, dünya standartlarına göre üretim yapmamız gerekiyor. Kuyumcular dünya standartlarını yakaladılar; ancak biz, şu anda bu standartların gerisindeyiz. Öncelikle buna ağırlık vermemiz gerektiğine inanıyorum. Devlet desteğini maddi olarak değil; ancak devlet kurumları hediye olarak bizim ürünlerimizi alarak destek olabilirler. Büyük şirketler sanatı desteklemek adına yardımda bulunabilir. Gümüş eşya sanatının tanıtımı için televizyon reklamlarından daha çok üniversitelerden hocaların gümüşün sağlık ve hijyeni konusunda araştırma yaparak katkı sunabilir.”

232